Bebişimden
önce yollar bana keyif verirdi. İş gereği çıkılan her seyehat ofis
dışında geçirilen saat yorulsam da hoşuma giderdi...evliliğim de bir iki
günlük ayrılıkla tazelenirdi...
Şimdiyse kuzumdan evimden uzak olduğum bir dakika bile içimi acıtyor...
Güzel
yurdumun pek çok iline gittim...açıkcası işim hiçbir zaman şehir
merkezinde olmadı...ya bir dağının başına çıktım yada hava alanına
tıkılıp kaldım..sadece geceleri otele dönerken arabanın camından
görebildim gittiğim şehirleri...
Bir
tek yurtdışı seyahatlerinde bir daha gelemem buralara diye gezip
görmeye zaman ayırmaya zorladım programı...En masalsı seyahatim
KABİLdi...Ne Londrada ne de Viyanada bu duyguyu hissetmedim...
Neyse
bu benim Erzuruma 5. gelişim...ilkkez bir iki kare fotoğraf çekmeye
fırsatım oldu...çok kötü bir fotoğrafçıyım ben...bu blog işi sanırım
fotoğraf çekmeyi de öğretecek bana...
Çifte Minareli Medrese
Şuan restorasyonda imiş...ok daha güzel fotoğraflarına Erzurum Valiliğinin sitesinin bu linkinden erişebilirsiniz...
Şuan restorasyonda imiş...ok daha güzel fotoğraflarına Erzurum Valiliğinin sitesinin bu linkinden erişebilirsiniz...
Selçuklu Sultânı Birinci Alâeddîn Keykubat’ın kızı
Hüdâvent Hâtun tarafından 1253 senesinde yaptırılmış...Anadolu’nun
en büyük sanat şâheserlerinden biri imiş...
Lala Paşa Camii
1562 tarihinde Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış...Aslında küll,ye olarak tasarlanmış ama günümüze sadece camii kalmış...ve Mimar Sinanın yaptığına inanılıyormuş...
1562 tarihinde Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış...Aslında küll,ye olarak tasarlanmış ama günümüze sadece camii kalmış...ve Mimar Sinanın yaptığına inanılıyormuş...
Yakutiye Medresesi
İlhanlı Sultanı Olcayto zamânında 1310’da yaptırılmış...Taçkapı muhteşem bir taş işçiliğine sahip...bu cephenin her iki köşesindeki silindirik kuleler istinat maksadıyla yapılmış...
Minaredeki işçiliğe bir bakın....
Hele bu taş işçiliğine ne dersiniz?
Bu üç yapı ve dahası topu topu 500 metrelik güzergah içindeler...Çifte Minarenin tam karşısında Kale de vardı ama hava kararmaya başladığı için otele dönmem gerekti...oysa vaktim olsa oltucular çarşısını, taksi şöförünün bahsettiği kellesi koltuğunda olan !!! mumyayı ve arabanın motorunu stop ettiğinizde bile arabanın yol boyunca yukarı doğru hareketine devam ettiği :) tepeyi görmek isterdim... neyse belki başka bir bahara...(genel izlenim: taksi şöförleri bir ilin en hevesli turizm neferleri...)
Bu son kare de Cumhuriyet Caddesinden bir görünüm...
Bugünlük bu kadar sanırım...Yarın beni çok zorlu bir dağ yolu bekliyor...herkese iyi geceler....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder